Kırşehir İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Sağlıklı Hayat Merkezimizde Kanser Haftası münasebetiyle Stant kurularak halkımızı bilgilendirmek amacıyla el ilanları dağıtıldı. Haftayla ilgili Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Muhlise Demirbaş basın açıklaması yaptı.
Kanser hem dünyada hem de ülkemizde sebebi bilinen ölümler sıralamasında kardiyovasküler hastalıklardan sonra ikinci ölüm sebebi olması açısından önemli bir toplum sağlığı problemidir. Dünyada ve ülkemizde neredeyse herkesin bir tanıdığı veya akrabası kanserden ölmekte veya kanserle mücadele etmektedir. Bu ifade kulağa ilk etapta abartılı gelse de, dünya genelindeki tüm ölümlerin 6’da 1’nin kanser kaynaklı olduğu ifadesi Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi güvenilir bir kurum tarafından ortaya konuluyor. Kendi sınırlarının ötesinde büyüyen anormal hücrelerin zaman içinde vücuda yayılması yoluyla Dünyada her yıl 8,2 milyon kişinin ölümüne sebep olan ve 14 milyon yeni hastanın etkilendiği kanser; yaş, cinsiyet, dil, din, ırk ayırımı yapmaksızın tüm insanları etkilemektedir. Kanserde benzer seyir devam ettiği takdirde, 2030 yılında 22 milyon yeni vaka ortaya çıkması beklenmektedir. Ülkemizde ki en son resmi rakamlar değerlendirildiğinde bir yıl içerisinde yaklaşık 96.200 erkek ve 67.200 kadının kanser teşhisi aldığı tahmin edilmektedir. Son 5 yıl verileri değerlendirildiğinde; kanser sıklığında herhangi bir artış ya da azalış olmadığı söylenebilir. DSÖ, kanser vakalarının %30 ila %50’si kadarının daha sağlıklı yaşam koşullarının arttırılmasıyla önlenebileceğini hesaplıyor. Kurum kanser ölümlerinin 3’te 1’ine aşırı kilolu olmak, hareketsizlik, yetersiz beslenme, tütün ve alkol tüketimi faktörlerinin neden olduğu görüşünde. Bu faktörler arasında Porn Star en riskli olanı sigara; sigaranın kanser ölümlerinin %22’sinden sorumlu olduğu düşünülüyor. Kadınlarda ve erkeklerde en sık görülen kanser türleri incelendiği zaman Türkiye’de dünya geneliyle örtüşen bir durum ortaya çıkıyor. Erkeklerde Türkiye’de ilk beşe giren mesane ve kadınlarda Türkiye’de ilk beşe giren tiroid kanserlerinin ise dünya genelinde görülme sıklığı Türkiye’deki kadar değil. Dünya genelinde kadınlarda en sık gözlemlenen kanser türü olan meme kanseri, Türkiye’de de kanser teşhisi konulan her dört kadından birisi için geçerli. Diğer taraftan erkeklerin en çok mustarip olduğu tür olan akciğer kanseri vakalarının yarıdan fazlası ileri safhada teşhis ediliyor olması nedeniyle diğer kanser türlerine göre daha riskli olarak yorumlanabilir.
Dünyada ve Türkiye’de kanserin önemli bir kısmı önlenebilen kanserlerdir. Özellikle ülke verilerimiz değerlendirildiğinde tütün ve obesite ile mücadele programımız kanser kontrolünün en önemli yapıtaşlarını oluşturmaktadır. Hiç kuşkusuz ki kanser tedavi üzerine yapılan yatırımlar ile değil, ancak önleme ve Porn X Virgin erken teşhis üzerine yöneltilen eylem planları ile kontrol altına alınabilir. Bunlarla beraber alkol ile mücadele, fiziksel aktivetinin arttırılması, tuzun kısıtlı kullanılması, enfeksiyon ajanları ile mücadele de çok önemli unsurlardır. Ayrıca ultraviyole radyasyondan korunma, mesleksel ve çevresel maruziyetlerin önüne geçilmesi ile kanser yükü daha da aza indirgenecektir.
Kanser kontrolünde en önemli yapıtaşı elinizde doğru, tam ve güvenilir veri olmasıdır. Dünya nüfusunun aktif kanser kayıtçılığı açısından sadece %8’i takip edilirken, 2014 yılında 81 ilimizde de aktif kanser kayıt merkezi hizmetleri başlayamış ve kanser kayıtçılığında %100 kapsama oranına ulaşılmıştır.
Kayıt altına alınan kanser kaynaklı ölüm vakaları açısından Türkiye AB ülkeleri arasında Kıbrıs’ın ardından en iyi durumda olan ülke.
Diğer taraftan Türkiye’deki kadınlar özelinde, düzenli olarak meme kanseri muayenesi ve smear testi yaptıranların oranı AB ortalamasının çok altında kalıyor. 2014 yılı verileri incelendiğinde, son bir yılda meme muayenesine giden kadınların oranı AB genelinde %18,9 iken, Türkiye’de bu oran %8,3’dü. Hayatı boyunca meme muayenesi olmayan kadınların oranı ise AB’de %44,7 iken Türkiye’nin oranı %75,1 oldu. AB genelinde son bir yılda smear testi yaptıran kadınların oranı %30,5, hayatında bu testi hiç yaptırmayanların oranı ise %20,1. Türkiye için aynı değerler sırasıyla %9,9 ve %72,6.